27 Aralık 2024 Cuma

Bir üst tehlike sınıfında, en az üç yıl çalışmış olan B ve C Sınıfı İş Güvenliği Uzmanları sınıf yükseltebilecek

27 Aralık 2024 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan İş Güvenliği Uzmanlarının Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’e göre;
“GEÇİCİ MADDE 9- (1) (B) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesiyle, çok tehlikeli sınıftaki işyerlerinde 31/12/2024 tarihi itibarıyla en az üç yıl fiilen görev yaptığını iş güvenliği uzmanlığı sözleşmesi ile belgeleyenlerden son vize döneminde ihtar puanı veya askıya alma işlemi uygulanmamış olanlara, 31/3/2025 tarihine kadar başvurmaları halinde (A) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesi EK-1’deki örneğine uygun olarak Genel Müdürlükçe verilir.
(2) (C) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesiyle, tehlikeli ve/veya çok tehlikeli sınıftaki işyerlerinde 31/12/2024 tarihi itibarıyla en az üç yıl fiilen görev yaptığını iş güvenliği uzmanlığı sözleşmesi ile belgeleyenlerden son vize döneminde ihtar puanı veya askıya alma işlemi uygulanmamış olanlara, 31/3/2025 tarihine kadar başvurmaları halinde (B) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesi EK-1’deki örneğine uygun olarak Genel Müdürlükçe verilir.
(3) Birinci ve ikinci fıkrada belirtilen fiili çalışma süresinin hesabında sadece İSG-KATİP’te kayıtlı iş güvenliği uzmanlığı sözleşmeleri esas alınır.”

5 Eylül 2024 Perşembe

Hayatın Her Alanında Risk Yönetimi Gerekir

Bugün farklı bir konuya değinmek istiyorum. Aslında hayatta karşılaştığımız her konu için risk yönetimi yapılması gerekli.

Maaşlı çalışan olmak, düzenli gelir ve daha az sorumluluk gibi avantajlar sunarken, işveren olmak özgürlük ve daha büyük kazanç potansiyeli gibi cazip fırsatlar sağlar. Ancak her iki tarafın da belirli dezavantajları ve riskleri bulunmaktadır. İşyeri açmanın risklerini doğru değerlendirmek; finansal planlama ve yönetim becerileri ile bu süreci en aza indirmek gerekir.

Maaşlı Çalışma:

Maaşlı Çalışmanın Avantajları:

Finansal Güvence: Maaşlı çalışanlar, sabit ve düzenli bir gelir elde ederler. Bu da bireylerin geleceğini planlamalarını kolaylaştırır.

Sosyal Haklar: Çoğu işyerinde sigorta, emeklilik, sağlık hizmetleri ve yıllık izin gibi sosyal haklardan faydalanma imkânı sunulur.

Daha Az Sorumluluk: İş yerinde genellikle daha sınırlı bir sorumluluk alanı bulunur ve iş yükü işveren tarafından belirlenir.

İş ve Özel Hayat Dengesi: Maaşlı çalışanlar, genellikle belirli saatlerde çalışır ve işten çıktıklarında özel hayatlarına odaklanabilirler.


Maaşlı Çalışmanın Dezavantajları:

Gelir Sınırı: Maaşlı çalışanlar, belirli bir gelir düzeyinde sıkışabilir ve kazançlarını artırmak için sınırlı seçenekleri olur.

Kariyer İlerlemesi Kısıtlılığı: Hiyerarşik yapılar içerisinde yükselmek zaman alabilir ve iş yerinde bireysel inisiyatif alma şansı az olabilir.

Rutin İşler: Sürekli aynı işlerle meşgul olmak, bir süre sonra monotonlaşabilir ve çalışanlar motivasyon kaybı yaşayabilir.

Bağımsızlık Eksikliği: Maaşlı çalışanlar, işverenin beklentilerine bağlıdır ve iş süreçlerinde fazla özgürlük sahibi olamazlar.


İşveren Olmak:

İşveren Olmanın Avantajları:

Bağımsızlık: Kendi işini kuran işverenler, karar alma süreçlerinde özgürdürler ve işin genel yönünü kendileri belirleyebilirler.

Gelir Potansiyeli: Başarılı bir iş modeli oluşturulursa, işverenin kazancı sınırsız olabilir ve maaşlı bir çalışana kıyasla çok daha fazla gelir elde edebilir.

Yaratıcılık ve Yenilik: İşverenler, iş süreçlerinde yenilikçi fikirleri uygulama ve farklı stratejiler geliştirme özgürlüğüne sahiptir.

Esnek Çalışma Saatleri: İşverenler, işlerini yönetirken kendi çalışma saatlerini belirleyebilirler, bu da daha esnek bir çalışma düzeni sağlayabilir.


İşveren Olmanın Dezavantajları:

Büyük Sorumluluk: İşveren olmak, hem finansal hem de operasyonel açıdan büyük bir sorumluluğu beraberinde getirir. İşin başarısızlığı, doğrudan işverenin sorumluluğundadır.

Stres: Sürekli değişen piyasa koşulları, çalışan yönetimi ve müşteri memnuniyeti gibi konular, işveren üzerinde büyük bir baskı oluşturabilir.

Düzenli Gelir Eksikliği: Kazanç garanti altında olmadığı için finansal zorluklar yaşanabilir.

Çalışma Saatleri: İlk etapta kendi işinin patronu olmak cazip gelse de, işverenler genellikle uzun saatler çalışmak zorunda kalabilirler. İşin her alanında sorumluluk taşıdıkları için iş-özel hayat dengesi zorlayıcı olabilir.


İşyeri Açmanın Riskleri

Finansal Risk: Yeni bir iş kurmanın en büyük riski, sermaye kaybıdır. Yatırımın geri dönüşünün beklendiği gibi olmaması, işyerinin kapanmasına yol açabilir. Ayrıca, işin sürekliliği sağlanmadığında iflas riski de vardır.

Piyasa Belirsizliği: Ekonomik dalgalanmalar, müşteri taleplerinin değişmesi veya rekabetin artması gibi dış faktörler işyerini olumsuz etkileyebilir. Piyasadaki bu belirsizlikler, işin başarısız olmasına neden olabilir.

Yasal ve Düzenleyici Riskler: İşletme sahipleri, çeşitli yasal düzenlemelerle uyumlu olmak zorundadır. Vergi yükümlülükleri, işçi hakları ve çevre yasaları gibi konularda yapılacak hatalar ciddi cezalar doğurabilir.

Rekabet: Yeni bir iş kurarken, aynı sektördeki güçlü rakiplerle mücadele etmek zorunda kalabilirsiniz. Rekabet üstünlüğü sağlayamamak, işyerinin başarısız olmasına neden olabilir.

İşletme Yönetimi Zorlukları: İşin finansal yönetimi, müşteri ilişkileri, pazarlama ve insan kaynakları gibi birçok farklı alanında etkin yönetim gereklidir. Bu alanlardaki zayıflıklar, işletmenin verimliliğini düşürebilir ve risk oluşturabilir.

Personel Riski: İşyerinin başarısı, çalışanların yeteneklerine ve işlerine bağlıdır. Yanlış işe alımlar veya çalışanların işyerinden memnuniyetsizliği, işletmenin performansını olumsuz etkileyebilir.



5 Temmuz 2024 Cuma

İş Güvenliği Uzmanının Perspektifinden Kızmak mı, İkna Etmek mi?

İş güvenliği uzmanları, çalışanların sağlığını ve güvenliğini sağlamakla görevlidirler. Bu bağlamda, karşılaştıkları sorunları çözme ve çalışanların güvenliğini artırma süreçlerinde doğru iletişim stratejileri hayati önem taşır. Peki, iş güvenliği uzmanları kızmak mı yoksa ikna etmek mi yolunu seçmelidirler?

Kızmak Bir Uyarı Aracı Olabilir mi?

İş güvenliği uzmanları bazen çalışanların güvenliği konusunda ciddi risklerle karşılaştıklarında kızmak gibi bir tepki gösterebilirler. Bu durum, çalışanları uyarıp, riskleri vurgulamak için anlık bir reaksiyon olarak ortaya çıkabilir. Ancak kızgınlığın sürekli ve yapıcı bir iletişim yerine negatif sonuçlar doğurabileceği unutulmamalıdır. Kızmak, genellikle anlık çözüm arayışının bir yansıması olup, uzun vadede işbirliği ve motivasyonu olumsuz etkileyebilir.

İkna Etmek, Güvenliği Sağlamak İçin Etkili Yaklaşım

İş güvenliği uzmanları için ikna etmek, çalışanları güvenlik prosedürleri konusunda bilinçlendirmek ve doğru davranışları teşvik etmek anlamına gelir. İkna etmek, empati kurmak ve çalışanların güvenlik endişelerini anlamakla başlar. Güvenlik kurallarının önemini ve nedenlerini açıklayarak, çalışanların kendilerini güvende hissetmelerini sağlamak mümkündür. Bu yaklaşım, işbirliğini artırarak iş güvenliği kültürünü güçlendirir ve kazaların önlenmesine katkı sağlar.

Empati ve Etkili İletişim

İş güvenliği uzmanları için empati, işçilerin güvenlik endişelerini anlamak ve onları ciddiye almak demektir. Empati, doğru iletişim ve işbirliği için temel bir unsurdur. İkna etme sürecinde çalışanların kaygılarını dikkate almak ve onlara güvenlik konusunda destek olmak, iş güvenliği uzmanlarının etkili bir şekilde görevlerini yerine getirmelerine yardımcı olur.


İş güvenliği uzmanları için en etkili yaklaşım, kızmak yerine ikna etmeye odaklanmaktır. Güvenlik konusunda farkındalık yaratmak, işçilerin davranışlarını değiştirmelerine ve güvenlik standartlarını iyileştirmelerine yardımcı olabilir. Kızmak, genellikle anlık ve etkisiz bir çözüm olup, çalışanlar arasında güvensizlik ve motivasyon kaybına yol açabilir. İkna etmek ise uzun vadeli bir işbirliği ve güvenlik kültürü oluşturulmasına katkı sağlar.